20 Ocak 2017 Cuma

BİZDE EDEBİYAT SORUNU VAR



BİZDE EDEBİYAT SORUNU VAR

Birilerine bir şey izah ederken çoğumuz bu durumla karşılaşmışızdır 'edebiyat yapma bana'  bu deyim dilimize yerleşmiştir artık. Deyimin açıklaması ise: “bir konu üzerinde içten olmayan, bir işe yaramayan parlak, süslü sözler söylemek.”  
Sahi gerçekten öyle midir? Edebiyatçının sözleri içi boş, süslü sözler midir? 
Fuzuliyi, Nedimi, Bakiyi inkâr etmek değil midir bu söz?
Geçenlerde kahvehanede yan masadaki adam yüksek sesle "edebiyat yapma bana" diye serzenişte bulunuyor. Bu kelimenin kahvehaneye kadar düşmesi hoş bir durum amma anlamını sorgulamak lazım. 
'Tutunamayanlardan' bir sayfa okumayan adam kahve ile birlikte fotoğrafını sosyal medyaya servis ediyor. Ben okuyorum mesajı veriyor
Aşkı Memnu adlı diziyi izleyip Behlül’le Bihter’le coşan yurdum insanı Halit Ziyanın romanını raflarda görünce 'Aaa Aşkı Memnunun romanı çıkmış' diye şaşırıyor. 
Birde Kürk Mantolu Madonna furyası var. Raif ile Maria Puder’in aşkını bilmeyen yok aramızda. Okuması ayrı lezzetli, kahve ile fotoğrafı ayrı meşhur. 
Bizde edebiyat sorununun olduğu gün gibi gerçektir. Peki bu sorun neden oluştu ve bu sorunun çözümü nedir? 
Bu sorunda popüler yazarların basım sayısını arttırma kaygısıyla yazmalarından ziyade Türk Dili ve Edebiyatı bölümünün sıradanlaştırılması, yozlaştırılmasının payı daha büyüktür. Akademisyenlerimiz ise bu sorunun çözümüne eğilmek yerine isimlerinin önlerinde ki unvan sayısını arttırmanın peşindeler. Bu bölümü Açıköğretim bünyesinde veriyorsun ve test zihniyetiyle edebiyatçı yetiştiriyorsun. Ne kadar vahim bir durum. Gerekli şartları sağladıktan sonra tabi ki Açıköğretim de olabilir. Ama bu şartların sağlanıp sağlanmadığı yeteri kadar araştırılıyor mu?  Popüler yazarlarımızda basım sayısını nasıl arttırırımın çabasında. Onlar için edebiyatın bir sorunu yok. Tek sorun basım sayısı, basım adedi.
Evet bizde büyük bir edebiyat sorunu var. Böyle giderse bu sorunu çözmek, mumdan gemilerle ateş denizini geçmek kadar zorlaşacak

                                                                                                     (Uğur KILIÇ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder